>>>>Liseliler bindi sonra.. sessizlik bozuldu.. Dusunceler yere ayak bastı.. ilgi daha maddeci daha somuttu şimdi..o daldığı yerden devam etti.. Modül Aşık mısın! hali ydi bir kere.. Suskunlugunun sebebi ise derinlerdeki arayişti..insanlara bakmaya devam etti.. insanlarin gozunun ta icine bakmak neden rahatsizlik verir.. Karsindakinin gozunun içine içine bakmak.. belki gozler, dusuncelerimizin hep acik kalan saydam pencereleri... korkulansa bilinmek.. gizlerimiz ve biz..."ya bilirlerse ne derler sonra..." sert bi frenle butun yolcular derin hayallerinden silkelendi..Ardindansa Liselilerin otobusu terkedisi.. Ortam suskunlara, dusunmek icin yeniden kurulmustu.. ozellikle bakışlarını karsisindaki bayana uzatti...once masumdu bu bakışlar.. sonra o gozlerde nefreti ve siddeti gordu.. korkusuzdu bayan.. oylece kalakaldılar.. bir muhasebeci olmaliydi.. saclari daginik ve dusunceleri fazlaca reeldi.. ustelik uzun zamanlar stres yaşamış, sonra ise rahata ulaşmış bir havasi vardı.. hafif toplu oluşu.. kurallara aşırı bağliliği.. aslinda belki de tum bunlara hayır diyebilecek onu cekip surukleyecek bir erkege olan ihtiyaci.....kimbilir? Sert ve Maço bir erkek.. onu sarmalayacak, kanatlari altına alacak ve tum bu sistemler çatırdarken onunla bu zevki payalaşacak; Guce tutsak, tutkulu kadin..hakkinda istedigini dusunebilirdi bilip bilmeden, kim karisabilirdi ki?..... "Ne kadar da farklıyız seninle" diye dusundu... Kız da onun bu bakisinin ne amaçlı oldugunu inceden inceye sezmişti..Bir daha asla goremeyecegi bu safi cocuğa fazlaca tepki verdiginin herhalde farkına varmıştı.. dikkati dağıldı.. bakışlar birbirinden saptı..bakışlarını kaçıran kaybeder oyununun galibi gene oydu...inme vakti de gelmişti.. son bir kez daha Muhasebeci bayana bakti.. Gulduler.. başını bir derviş edasıyla one egdi.. selamlaştılar.. Sessizlik bozulmamıştı.. hersey yerli yerindeydi.. kurallar dan sapilmamis ama iletişim kurulmustu...Sultanahmet-1 ; Istanbul, 2006 © TOA
Sultanahmet-3 ; Istanbul, 2006 © TOA
Waiting on the sidewalk ; Eskisehir, 1998 © TOA
>>>>Eve donus yolu bildik duraklar ve saatlerde tam planlandıgı gibi başlamısti.... Ev'e gitmek icin otobusteydi.. Gene bakiniyor, kendi icine dalmis bir sekilde muzik dinliyordu... onu gordu... solgun bir dusunce bulutunun yerine bir guzellik, sislerin dagildigi o gundeki aydinlik kapladi gozlerini...haraketsizdi, karanlıkta goz kamastiran fener isigina takilmis bir ceylan gibi...
>>>>?Saf, duru, beyaz tenli, ince, uzun boylu.. gozleri durulmus yaslarla, duygular kirpiklerine takilmis sallanmakta.. incecik parmaklari cantasinda bir sey arar... percem percem olmuş kirpiklerse kaşlarini tırpanlar... saclari ise yuzunun yarısını adeta saklamış.. işte otobuste durdu.. içeri dolusan ruzgar ilk ona dokundu... kıskandım.. saclari ise ruzgarla pesi sıra flört etmekte.. ruzgar çılgın, ihtirasli... ruzgar olmak; onu yaşamak, onunla gezmek, onun saclarina dokunmak... incecik, küçük memesinde gumusten bir kupe olmak kulagında.... Salınmak her bir adim atisinda yurek cirpintisi ile.. gulusler kanat takip konacaksa yanagina, öpülecekse bir muhabbet kusu edasıyla.. tek istegi vardi o an bu suskunlar gemisinde, sirus a dogru yol alirken: onunla konusmak.... konusmak?...
Livin Somewhere ; Istanbul, 2005 © TOA
>>>>Otobuste ordaydilar.. istiyorlardi....istiyordu: konusmak ve ona dokunmak... çiğerlerine hapsolmus bir soluk ve catlak dudaklari, ne duruyordu hala.. yanına dogru yurudu urkerek... Egildi mis kokan saclarin en yakınına.. tek istegi buydu; konusmak.. susuzluktan kenetlenmiş dudaklar zorlukla ayrildi birbirinden... otobusun bildik yolcu ahalisi saskinlikla izledi.. "gidelim" diyebildi...Gide-bilmek... tatli bir tebessum yanıtladı genc asigi...Sessizligi bozan son bir ses yukseldi Suskunlar otobusunun icinden; "Durdurun otobusu, inecek var.."
Sultanahmet-4 ; Istanbul, 2006 © TOA