>>>>Her cumartesi akşamı arkadaşlarım ile Tiyatro seyretmeye gidiyoruz. Devlet Tiyatroları bizlere iki vesait parasına müthiş bir emek ve yeteneği içinde barındıran güzide oyunları sunuyor. “Akide şekeri”; Çadır Tiyatrosunda geçen bir kumpanyayı konu alan, keyif veren, mutlu eden bir oyun.. Her oyunda gözlerimizin içine bakan o oyuncular ile neler neler paylaşıyoruz.. Farklı kentlerden hatta farklı ülkelerden bizlere döndürülmüş aynalardan capcanlı yansılar, insan manzaraları önümüze çömertçe seriliyor.. Kimi şahsiyetleri tüm bedenimizle kucaklıyoruz, benimseyerek.. Kimi karakterleri ise yadsıyoruz, asık suratlarımızla.. Karakterler gerçek ya da absürd hiç fark etmez.. Oradalar karşımızda capcanlı ve dokunulabilir..
Akide Şekeri; Van DT Oyunu; 2007
>>>>Bense tüm bu olanları, seyirci ve oyuncu etkileşimini, her seferinde keyifle seyrediyorum.. O iletişim ve rasgele bir araya toplanmışlık hissi hoşuma gidiyor.. Bazıları; diziler sonucu merak saldığı “Nedir? bu tiyatro” düşüncesiyle katılıyor belki ilk kez aramıza.. Katılıyor ama Tiyatro daki o kendine özgülük ve serbestlik; içlerinde ki muhafazakar devi uyandırıyor, istemeseler de.. O an Sitemdeler.... Türbanlı ve sakallı dedelere dikkat ediyorum özellikle.. “Gel , gel, Ne olursan ol gel!” diyen Mevlana yı hatırlıyorum o an.. Insanlar Tiyatro ya kapıldıklarında, kendilerini kaptırdıklarında, kendi gerçeklerini de sınarlar.. Mesela; yapılan her müstehcen espride başı kapalı yaşlı nine ve sakallı amcalar boyun büker, öfkelenir.. Görürüm.. Söylenenler, ulu orta öyle herkesin içinde.. Ne kadar da ayıptır değil mi?.. Tepkileri ile onlar, oyunun dışında kalır işte!.. Etkinin doğurduğu tepkileri ile orada istemsiz bekleyiş sürer gider.... Kişi kendi ile çelişir, kapanır kalır kendi dünyasında.. Ve sözler değişir içten iç e.. “kim olduğun umurumda değil, ben-den-sen gel!..”....... İşte! genç bir kadın, surat asarak ve elinden tutarak kaldırıyor sevgilisini oyunun orta yerinde.. Aklınca; kendi ahlaki gösterisini sunuyor, kendini boşrolünde gördüğü kendi oyununun içinde.. Sakil göstermelik bir duruş var, onun o tek düze oyununda.. Ya! O erkek arkadaşına ne demeli?.. İşte bu saygısızlığı kendi kuşağımdan görmek inanın bana, yaşlı bir kadının surat asmasından veya söylenmesinden daha elem geliyor.. Üzülüyor ve endişeleniyorum o zaman..
Akide Şekeri; Van DT Oyunu; Gaziantep Onat kutlar sahnesi, 2007
>>>>Gene dallandım budaklandım tomurcuk bünyemin haddini aşarak.. Özünde; Van DT yine öyle güzel bir oyun sergiledi ki!.. “Kedi” ile de gönlümü fetheden o değerli tiyatronun; hepsi birbirinden değerli oyuncularını, canı gönülden kutluyor onlara bana yaşattıkları keyif için yürekten teşekkür ediyorum..