>>>>İş çıkışı dışarıda bir şeyler atıştırdım.. Evimdeyim.. Elbiselerimi dolabıma ağır hareketlerle yerleştiriyorum... kendimle baş başa iken hep bir sorgulama ve düşünmek.. korkular.. kurgulanan bir hayat.. bir kurmaca.. bir düş.. kafamın içinde paranoyak bir tepkime.. Alışkanlık mı, Alışkın mıyım yoksa?.. Düşlerim ve ben.. Tek başımayken daha bir gerçekçi.. Tapınaklara sığmayan bir etik anlayış.. yargılama.. sorgulayış.. Çerçevelerden bağımsızım... En azından tek başımayken.. Anlatılması zor bir içindelik durumu..
>>>>Bilgisayarım başına geçiyorum hemen ardından.. Biliyorum ki çok gelen giden yok.. Beklentim yok.. Okuyorum başka başka bloglara yazılanları.. Nedense takılıyorum gene zynep in yazısına.. Ne kadar hoş anlatmış.. Okuduklarım ile üst üste örtüşüyor.. Yaşananlar, düşünülenler birbirini bütünlüyor sanki.. Sanki bilinmişim, önceden kurgulanmış, kurulmuşum.. Dedim ya hafif bir paranoyaklık, komploculuk var bu işte..Anadolu Kavağı-3 ; Istanbul,2006 © TOA
>>>>Yıllar önce ben üniversitelerdeyken dönem arası tatilinde ilk aşkımı yeniden görmek için İzmir'e kaçmıştım.. İzmir deki sevgilim ile yollarımız ayrıldı bir h.sonu.. Gelmedi o en sevilen.. "Elbet en doğal hakkın".. demiş; tek başıma Eski Foça' ya gitmiştim.. Şubatın o en sıcak günü.. Siyah tişörtüm, üstünde grunge kareli gömleğim, toplanmış uzun şaçlarım..... Balıkçıların sahildeki şarap sofrasına davet edilmiş, soğan şarap ekmek üçlemesine katılmıştım.. Sonraaa, Sonra Emekli bir banka memurunun takasına binip, ağlarını yamarken denize karşı, Foça'nın Alpine otellerinde yetişmiş insanlarının tarihini öğrenmiştim.. Ardından, Vesilesi ile de sahildeki bir balıkçı lokantasında öğrenci indirimiyle balık yemek.. Mmmm o ne leziz bir barbundu, hala burnumda kokusu... Güneşin batışına ortak oluşum...... Hemen yan masamda; kasketleri başında, Atilla İlhan tadındaki dedeler, Şaraplarını yada rakılarını yudumlarken; Emile Zola, Balzac, Voltaire ın eserlerini Fransızca orijinalinden seçme paragraflarla eleştiriyorlardı -hayranlık!-..... Yalnızca dinledim.. Egolarını bir kenara atmış özgün, güçlü bireylerdi.. Yalnızca düşledim... Artık başkalarının doğruluğunu düşünmediğim dürüst gerçekçi insanları....acı sözlü tatlı dostları.. Tutku ile görünmez bağlarla bağlandığım bir kadını.. kültürel bir elit toplumun barındığı, sahil kenarında, sakin bir kasabada yaşamayı....Anadolu Kavağı-4 ; Istanbul,2006 © TOA
>>>>İş hayatımdan çok sıkılınca bazen hayatın, müziğin ritmine kulak veririm.. Şarj olurum.. Bazen demir aldığım o düş gemisiyle yelken açarım Eski Foça'nın balıkçı barınaklarına.. Yelkenleri ihtiraslarım ile doldurup, teknemi umuda tıramola edip, bağırırım tüm hayal gemisi yolcularına: "Alestaa".....Anadolu Kavağı-5 ; Istanbul,2006 © TOA
Anadolu Kavağı-6 ; Istanbul,2006 © TOA