>>>>Simdi gözetleme deliginden bakip merakimi çildirttigim o kapıyı, dizlerimin ustune comelmis usulca aralıyorum.. loş soluk bir isik suzuluyor gözlerimden.. sessizligin uzerine tabakalar döşenmis.. sesler ne kadar da karmasik; bir bilebilsem, ayırabilsem.. dengesiz.. apartmanin holünde yankilanan aci bir fren sesi.. çözümleyemediğim bir şoför serzenişi.. Çağirdigim asansördense birileri mırıldanır gibi.. asansörde müzik; bugun ne kadarda kalitesiz.. geri donup, kapıyı kapatip cesaretimi mi toplamali?.. artık evin içinde winamp ım da acik degil ki.. bence artik yalnızlığı pekistirip, sessizligi dagitmamali... alisabilmek icin denenmeli dusunulmeden...... sevmesem de bindim o asansöre.. katlari bir bir indiriyorum aşağıya.. bu aralar masmavi birileri beni arayacakti.. sonra.. son canim sevimlimden bir mektup gelecekti.. hani!..?.. neden inbox um bomboş hala?.. Apartmanimin girisindeki o şekilsiz kutu; neden inbox oldun şimdi!.. en azından ben çıkıp gitmeden yetiş bana ey mektup.. nerede kaldin?.. beni o en cok sevdigim gunesli gunlerimde bile evimin icine tikalayan internet.. Evimin içine Tik-a-layip; Tiklayip ögrenmelik bir hayat sunan internet.. biletimi aldim.. gidiyorum.. Aralı-yorum sensiz geçecek gunlerimin kapisini..Yildirim, Eskisehir, 2002 ©TOA
Pazartesi, Ağustos 28, 2006
Aralı Yorum
Perşembe, Ağustos 17, 2006
Kalabak Suyu
>>>>O zamanlar 11-12 yaşlarındaydim.. Yaz aylarında, sabahtan akşam ezanı vaktine kadar dışarda yaramazlık yapardık.. Bizden ve evin içinde yaramazlık yapmamızdan usanmış bir anne ve disari sabah erken kaçışlarımız... izinsiz, usülsuz.. yara bere yada toz toprak içinde eve donuslerimiz... kopan yaygara.. "ah! oglum, yaramaz oglum" deyisler.. Kabına sigmayan bir enerji ve merak..Love Road, Eskişehir,1998 ©TOA
>>>>İşte öyle sabahlardan biriydi.. kavurucu bir sicak vardı... Sitemizin yanında bulunan toprak sahada toz ile toprak birbirine karışmış... bir gurultu bir patırtı.. hemencecik dikkatimizi çekti tabii ki... Merak bizi rahat koyar mı o zamanlarda, olay yerine akıverdik kosarak.. hatırlar mısınız o zamanlar hacilar otobusle giderdi Hacca.. Şehirlerde buyuk alanlardan otobusler kaldırılırdı.. Tam tabiriyle, tabii caizse; Ana baba, Dede Nine günü.. Yaşlı, sakallı dedeler; tulbentli nineler ve torun torbalar.. yanımdaki arkadasim hakkı, bize gore biraz daha dindar ve birazda tuccar zihniyette.. Durur mu?.. Bu sıcakta bu kalabalık kaçırılır mı?.. Hemen planları yaptık.. Asla yetişemedigim, o, 5 dakika sonrasında gorusmek uzere evlerimize dagildik........The child from iraq, Eskişehir,1999 ©TOA
>>>>Eskişehir de gecti çocukluğum.. Ah o en guzel yıllarım.. Eskişehir de çocukluk... Sakin ve kendi halinde demokrat bir kent Eskişehir.. Kuru karasal iklimi ve şehrin can damari sayilan Porsuk disinda, kent pek bir hasretdir su birikintilerine... O yuzden dolar taşar Porsuğumun etrafı.. Eğlence, romantizim, sokak ressamları, sokak müzisyenleri.... Geç saatlere kadar Eskişehirin gençleri Porsuk ırmagi etrafinda.. Su hayatsa, hayat porsukla taşar Eskişehir'in damarlarına..........nedense içmek içinse su yoktur çeşmelerinde... Daha damacanaların ve su firmalarinin turemedigi yıllarda, her evin bir bidonu, her semtin su dagitan bir su tankeri vardi.. Şoförler bile isimleri ile tanınır, onlara, susuz kalınca sitem edilirdi.... "Bizim bidonu neden doldurmadan gittin Osman abi.. aşkolsun yani!.." --mesela yani şimdi ismini hatırlamıyorum, atıyorum tabii ki de-- ...... Bidonların kapaklarının içine, taklit parfümleri dolduran Akgül firmasının beyaz poşetleriyle su parası konurdu.. Yada biz hep ona koyardık.. Mahallenin yolsuz kalmış gençleri ise bu paraları toplar, ganimetleri ile Atari salonlarına yada misket satan bakkallara hücum ederdi... --bana bakmayın! ben asla calmadım--.....Trekking to the Inonu hills , Eskişehir,2000 ©TOA
Into the cave; Inonu hills-2 , Eskişehir,2000 ©TOA
Porsuk, Eskişehir,1999 ©TOA
My friends , Eskişehir,2003 ©TOA
>>>>Kalabak suyu beni ticaretten sogutan ürün belki de.... Paranin sadece mallarin degil, insanlarin da özünden saptıran bir degisim aracı oldugunu gosteren urun de belki Kalabak suyu...... Aslinda dedemsi insan hakli.. Ham maddesi sana ait olmayan bir urunu satmak hiçte durustçe degil... Sen Babanın suyunu al Dedeye sat....olmaaz... ee n'oldu sonra.. okudun da ne oldun?.. Sorarlar adama dimi!?.. Zengin olamadım, olmayacaktim da zaten ama....evet ama............Siz ne olmayı umuyordunuz ki..?..
Pazartesi, Ağustos 07, 2006
Kayıp İhtiraslar
Ortaköy-1; Istanbul,2006 © TOA
Ortaköy-2; Istanbul,2006 © TOA
Beyoğlu-1; Istanbul,2006 © TOA
Beyoğlu-2; Istanbul,2006 © TOA
Beyoğlu-3; Istanbul,2006 © TOA