>>>>Koşturarak fırladım evimden. Nedense her bir sabahın garip ve yinelenen bir başlangıcı var. Yola koyulmuş başka başka araçların arasından geçerken, penceremi aralayarak saçlarımı dağıtan o yeli alıverdim koynuma.. Titredim.. Penceremin açık kalan ucundan bir film şeridi hızıyla akıp gidiyor işte hayat.. Bakınıyorum.. Işıklarda durdurup kendi filmimi, seyre dalıyorum el alemi.. Dikiz aynamda; direksiyonunun üzerine asılı kalmış iki el.. Simsiyah ojeleri.. Yumuk yumuk parmakları arasında kederle tütüveren bir sigara.. Gölgesinden kurtarınca kendini binaların, yüzünde hayatın izleri.. Dalgın düşünceleriyle o kadın; belirgindi.. Belirgindi; Küskünlüğü ve huzursuzluğu.. Dudaklarıyla sımsıkı sarılarak sigarasına, derin bir soluk aldı.. Orta refüjun çimlerine dalıvermişken, kafasından kim bilir kimler geldi geçti.. Hiddetle basarken sigarasını küllüğüne, önümdeki kavşaktan geçen bir başka arabanın penceresinden de bir tanesi fırlayıp uçuverdi yere.. Yokluğuna deli divane olduğumuz, ama bir fiske ile de hayasızca terk edebildiğimiz, o keyif verici nesne.. Dumanı tüten; başka bir sigara..
>>>>Kavşağın ortasında; Hüzünleri öğüten bir değirmen misali.. Tütüyor, geçip gidenlere inat tek başına.. Salınarak yükseliyor göğe dalgalı saçlarıyla.. Her bir geçen tutku dolu yolcunun peşi sıra kıvrılıyor.. Sallanıyor sendeleyerek kıvrak bedeni.. İncecik kolları ürkmüş, belli.. Bırakılıp kalmış yol ortası, ateşi söndü sönecek.. Yuvarlanıp atıyor kendini tekerleklerin altına.. Yoksa çiğnenip yok olmak mı istediği!.. yok olmak yada gitmek.. Tütsülenen hayatları tüketen.. Arzu ile hep istenilen.. Dudaktan dudağa sımsıkı dolaşan.. Renkli ve kısacık ömürlü kelebek kanatlarıyla içimizi kaplayan.. Yokluğuna deli divane olduğumuz o dumanı tutabilir miyiz ellerimizle?.. Kucaklayıp göğsümüzde, yokluğunu unutturabilir miyiz kendimize?.... Arkamdan çalan kornaların peşi sıra asılıyorum pedalıma.. Sürüyorum hayatımı, bir kavşağın ortasında yapayalnız, kararsız, dumanı tüten her bir şey e.Karanlık Oda Çekim denemesi; GaziAntep, 2007 © TOA