Cumartesi, Şubat 25, 2012

Nokta...

Çok şey geçti üstünden.. Çok şey var anlatılacak.. Belki herkesinkinden biraz daha fazla ama herkesinkinden, eminim, biraz daha önemsiz... işten ayrılmışım n'olmuş.. değişen ne var-mış ki hayatımda.. aslında yok bile denebilir.. fikirlerim, benliğim, bütünlüğüm aynı..yol devam ediyor.. Aynı yol değilse de.. olay bitti..işbah noktası.. ne iki nokta arasında en kısa güzergahta ne de bir çemberde ki tüm noktalara eşit uzaklıkta... bir nokta kadar özgür ve bağımsız ne olabilir ?..... bütün uzayda başka hiç bir şey olmayan bir yerdir; Nokta... parçası olmayandır.. türetilir herbir kavram, noktaları baz alarak.. halbu ki nasılda aşağılayıcı bir şekilde kullanırız... büyüklüğü nicel olarak doyurmasa da egomuzu.. bazen yalın varlığını kıskanıyorum noktaların.. öyle ki yalnız bırakamıyorum aralıklarımın sonu, yıllarımın başında.. cümlelerimin helalliği.. iki nokta yan yana.. devir eden her bir öğenin sonu.. yandaş noktalar; virgülün hükümranlığına son versin demiş gibisinden... salınıyor, paragrafların içine anarşistçe.. Nokta; keskin, kendinden emin, bitirip sonlandıran.. bilinçli..........

Sahilde I , İstanbul, 2012 ; © TOA

Hal bu ki!.. Tıkanmadım henüz... Kesilmedi önü, sözcüklerimin... Düşlerimin.. Değiştirdim de n'oldu!.. Vaktim ne azaldı ne çoğaldı.. Düşler; uzatmalı yarim.. beynimin içinde konudan konuya girecek kadar şehvetli.. uçsuz, bucaksız falezlerin dibinde.. korkusuz...... bazen üzülüyorum, mercanlara yamanmışlara.. ayırmıyorum vaktimi, yuvarlanmayan taşlarda mesken tutmuş gösterişli gariplere... ne yazasım var sizi, ne de dallandırmak.. ne bir görgülü kadar vakur ne de bir avareyim bu ara.. eşit mesafede ve boşta.. peki! boştaysam n'olmuş!..... ey garip devinenler size yinede vakit ayıramam..!...
(hayallerim dallanmış, budaklanmış tepemde.. gölge eylemiş, sakınmak istemesemde aydınlıktan.. geniş yemyeşil bir ova.. yükseltisinde.. gezinmekten, aşındırılmış kunduramın içine sığdıramadığım, koca koca ayaklarım.. uzatıyorum burunlarının dibine.. süzüyor, uzaktan gelip geçen otorite.. ve onun uşakları.. yaşlı bedenlerin ardında, sakınmış, korkak gönülleri ile.. bakınıyor, sorgulayarak.. tüttürüyorum sisli bir geceyi.... derinlerine girerken.. doldurulmayı bekleyen bir gece.. hayellerim.. hayaller büyüyor, büyülü, buğulu bir gecenin ardında.. yapraklara sarmalanmış çisseleri ceketimin ceplerine doldurarak... otlakçı Gamlılara inat... aşırılmış bir tazeliği içime katarak.. uzanmak.. dinlenmek.. işte sadece bu!..)

Sahilde II , İstanbul, 2012 ; © TOA

Harika mı oldu!.. yok canıım.. iddia etmiyorum..(iddia da kibir kokar ya!..) ne kaybettim ne de büyük bir keşfin heyecanı var üzerimde.. (eee!! öyleyse..) Mantıksal döngünüze, kendi gerçekliğinize, bir gerekçe lazım değil mi?.. katıp katıştırın, renklendirin telkin hesabınızı.. yeni bir vade... ünlü bir türkücünün dilinden bir teselli dinler gibi.. küçümser bir hoşgörü ile.. büyük ideallerim nerdesiniz yahu!..... (gerçekten mi?!!.).. haklı kılmak için eylemi.. (Kime neyi haklı göstermekse!..) şöyle mi desem acaba.. maya takviminin son yılında her şey değişmeden bende değiştirdim güzergahımı.. sevmedim işimi.. sponse ediyordu sadece, hayatımı.. (yalan mı?!..) ve bitti.. kafamda kurguladım ayrılışımı.. acayip spontane oldu.. aniden... son derece kaygandı.. işimden kaçışımın zemini.. halbuki ne de güzeldi.. görsel, cebirsel büyüklükler.. hazırdı her şey.. her sabah aynı perde.. Ve perde.. performans.. müthişşş... manüplasyon.. ayrıldım.. memelere susamış ağlamaklı vampirler kulübü.. hiç biri hatırlamıyor sen gidince, merak etme... gidişine sunulan, son bir kaç acıklı tavsiye.. (o da olsun artık!) kalan sağların vesaire yardımcıları.. hayırlısı telkinleri.. (gerçekten!.. evet!..)........... Özünde; yeni bir yol verdim kendime... ayrıldım.. sergüzeşt.. oldu bitti.. beklemiyordu beni, biliyordum.. benim vefalı yarim.. yine dönüp dolaşıp, attım kendimi koynuna... ilk gün ki gibi; sade, yalın, ve yine çırıl çıplak ...........