Salı, Ağustos 23, 2011

Yazmak gibi...

>>>>Geçmişte yazdıklarım.. şöyle bir göz gezdirdim de.. yazma tembeli olabilir miyim?.. acaba…... peki!.. kelime tüketimi konusunda.. cimrinin teki.. aç gözlü.. sabırsız.. heyecanlı.. Obez bir obsesesif..!….…( yok canımm..!..)
>>>>Bugünlerde canım yazmak istiyor.. yüzeyden.. çok seri.. dalmadan derine.. belki de saçma.. mesaj mı gidermiş birine (hadi canım sende!.. Kimin umurunda)....... yazmak … Ne tarif üzerine.. ne talimatla.. nasıl olursa olsun.. diyorum ya.. bu ara yazmak istiyorum.. takılmadan bunların hiç birine.. hiçbir şeye.. pek bir genel.. etliyle sütlü.. kucak kucağa.. koyun koyuna…. ne liste liste, aşama aşama.. ne yemek tarifi gibi..!.. ama.. bir şey.. olmalı……. yazmak gibi..

Hopeless Faith, Blagay , Bosnia Herzegovina, 2010 ; © TOA

>>>>İstiyorum.. ama….. amade parmaklarım.. uzatmasın.. bu seferinde.. ne tekrarları.. ne açıklamaları.. ne öznesi.. ne nesnesi…. Ne?....... hele bir de belirgin mi?..( ney-im-e gerek?) .... ama.. yüklemi olsun sadece.. en başında.. tek başına.. öyle ki!.. ürksün.. ürkütsün.. Uyandırsın adanmış ruhları.. öyle ya!!.. korkusuzca kanatlandırsın.. öyle bir eylem ki.. harfler uçuşsun parmaklarımın ucunda.. dokunmak gibi.. sevmek gibi.. olmak gibi.. yazmak gibi..

Çarşamba, Ağustos 17, 2011

Bir varmış ...

>>>>İhtiyaç bir şey in yokluğundan oluşur.

Bir şeye ihtiyaç varsa orada o şey yoktur.

insanların duygusal ihtiyaçları, aslında ihtiyaç duydukları duygununda kendilerinde ki yokluğunu göstermez mi..?..

Mesela ;

Özel ilgi ve alaka ile sevgi ihtiyacı bulunan bir kişide,

Kendi ruh hallerinde bu duyguların eksikliğinde bahsedebilir miyiz?.. Bu duygulara ihtiyaç, bu kişilerde; yaşanmamış sindirilmemiş, bulunmamış olanın yokluğunu göstermez mi?

Ya da şöyle bir örnek versem; Kendi özsaygısı yüksek, rahat bir vicdanı bulunan bir insanın başkalarının kendisine saygı göstermesine ihtiyacı var mıdır?.. ?..

Sevgi ilgi ve duygusal bir yakınlık ile yetiştirilmiş bir insan, ne kadar bunları başkalarından talep edip bu konuda ihtiyaç gösterecektir?.. Daha ziyade kendi yaşadığı güzelliklerin benzerleri başkalarınca da yaşansın, hissedilsin diyerek paylaşarak başkalarına yaşatmak istemeyecek midir?.. Sevgi verilerek paylaşılarak çoğalan bir duygu ise.. Sevgi ihtiyacı varsa, aslında bunu söyleyenin özünde de olmadığını göstermez mi?..

İhtiyaç bir şeyin yokluğu ile beslenir...

Beklentileri herkes gibi -belirgin olmayan- Amaçsız ve mutsuz insanlar;

ihtiyaçlarını, yani kendi gerçekliklerini -yokluklarını- keşfedememiş insanlar olabilir mi?..

Acaba diyorum? ne dersiniz?

without person... Wine, sunshine, NEMRUD; time was the ramadan , Adiyaman , Turkey, 2007 ; © TOA

Pazar, Ağustos 14, 2011

Bir pazar...

>>>>Bugün günlerden Pazar.. sabah 08:00.. bir Cumartesi gecesi sonrası evimde tek başıma.. bir tatil sabahı.. uzun zamandır sanki bir tatil modundayım. Bekliyorum gibi sanki bir şeyi.. aslında yorgun da değilim.. deneyebilirim.. hadi sıkıldm diyelim.. hayatı sorgulamaktan.. dengeyi kurmaya çalışmaktan.. kaostan sıkıldım.. sıkıldım diyorum işte bu sessiz, uyuklayan ve miskin Pazar sabahı.. bugün günlerden Pazar tanrım ne kadar da çabuk.. elli iki pazardan sadece biri daha usul usul yelkovanın kollarına bırakıyor kendini.. hüzünlü ve yalnız.. dolu dolu geçen altı günün bir sağlaması daha..uzanırken.. yatağıma vuran ışıkların uyandırışı ile güne merhaba dedi sersem benlik... Sabah güneşinin halımın orasına burasına bıraktığı anlamsız geometrik şekillere bakıyorum yarı çıplak.. güneş güne hakim oldukça dikeliyor cesurca karşımda.. ve yakıcı ışık sanki yavaş yavaş yatağıma ulaşıp, sokuluyor usulca koynuma.. bezgince kaçışım gölgeden medet umarak.. güneş, akşam serinliğini kovalayıp, sarındığım pikeden ayırırken beni .. benliğim yatağın bir köşesinde kıstırılmış.. köşelere sığınmış yaşamaya düşünceli, ürkek bir ben....

BAKIRCILAR CARSISI, GaziAnTep , Turkey, 2011 ; © TOA

>>>>Bugün günlerden Pazar.. kuş cıvıltıları ve rüzgarın hışırtısı..ardında boş bir sessizlik.. kahve rengi, ağırlığı ve ciddiyeti ile odamı gölgelere bulamaya çalışan perdelerim, belki de anca şiştiğinden yol alamayan bir yelkenli.. durgun sulara demir atmış yatak odam.. uzun zamandır sığ sularda. ıssız bir koya sığınmış.. olmayan fırtınaların geçmesini bekler gibi.. hayallerimi fersahlara ulaştıran.. içinde kaybolup daldığım, nerde dalıp çıktığımı bilemediğim düşler gemisi.. sığınmış saklanmakta.. yatak odam.. yanına alır beni bazen yolculuklarından birine.. paylaşmak ne güzeldir.. bir süreliğine de olsa.. ne mi düşünüyorum?.. kalksam ve unutmak için yalnızlığımı, kaptırsam kendimi saldırgan ve azgın bir temizlik sevdasına.. unutturabilirim.. peki kaçabilir miyim ki? Belki de en güzeli dışarı atmak kendini tanıdığın ama, asla içinden geldiğince yanaşamadıklarının arasına.. sahte sohbetler ve kahkahaların göbeğine.. hep dışarı da aramak, dışarı bağlamak cevapları; bir kaçış mıdır?.. kaçış mıdır yabancılaşmak.. farklı olduğunu hissetmek ve benzeşmek zamanla.. ve bunun tersini ispatlamaya çalışır gibi benzer bir yalınlığın sakladığı tutsak bir kimliğine bürünmek...

>>>>Bu gün günlerden Pazar.. ve ben tek başıma sıkılıyorum.. bir ucuna büzüşüp, gölgelere sığındığım, çift kişilik yatağımın bir köşesinde bir başına…