Pazar, Mart 08, 2009

Issızlık ve ...

>>>>Sabah yatağımda uzanıyorum.. Sisli ve karamsar bir gün.. loş bir sabah..... Akşamdan kalma içkili ve yorgun bedenim dolanıyor dört bir yanına yorganımın.. Güneşin soluk nefesi dokunuyor.. dokunuyor parmaklarım yapışık perdelerini henüz açamamış düşlerime.. aklımda bir kadın..geçmiş günlerde o zamanlar ilk kez görüşmeye gittiğim.. hoş bir kadın..

Ürkek Merak , Kaz dağları, 2008 ; © TOA

>>>>Yine aynı gün... Bugün... Yetişmeye çalışıyorum koşturarak.. Kadıköy de.. Hani şu durakların, Haldun Taner sahnesinin olduğu yerlerdeyim.. Yine günlerden Pazar.. Kim bilir kaç yıl önce.. İşte! onu görmeye gidiyorum, Beşiktaş a.. Heyecanla.... Erken saatler, Kadıköy ün ıssızlığı.. Sakinliği.. Kalabalıklardan arındırılmış bir boşluk......... Yalnızlığından, gizlenmişliğinden arınmıştır terkedilmiş diyarlarda insan.. O boşluk; aslı kalabalık, boşaltılmış diyarlarda çırılçıplak hissetmek gibidir.. Davranışlarının ve görünümünün anlamını birden yitirmesi gibidir; ıssız bir yerde kalmak.. Gerekliliklerini, içine kapatıldığın şekilciliğini, daha net sorgular insan... Yaptıklarımızın yüzde kaçı başkalarının etkileri ile şekilleniyor?.. kim bilir!.. Hep bildiğin kalabalıkların içinde kaybolduğun bir yeri, boş ve ıssız görmek ayrı bir heyecan.. Arındırılmış ve senin keşfine sunulmuş gibidir dünya; o an.. Geceleri bomboş sokaklarda, ıslık çalarak yürümek gibi.. belki de ürkütücü olmayan garip bir heyecanı içinde yeşertmek..yeniden büyütmek..bu yüzden..özgür gibi hissedersin, kimselerin bilmediğini düşünerek..O zaman görebilir ancak bir insan.. kim için, kimler için değiştiğini.. aynada ki gerçek yansımasını.. Dedim ya! ayrı bir çıplaklık halidir; ıssızlık.. Beklemediğim bir anda ıssızlığın ortasında tek başınaydım işte.. Şaşkın ve heyecanlı....

Medeniyetin beşiğinde kadın olmak-1, Assos , 2008 ; © TOA

>>>>Tüm yollar kapatılmıştı.. Bariyerlerin yanından sıyrılarak daldım boş sokaklara...aklımda sevgilim..geçireceğim günün özlemi..yağmurlu o havaya rağmen keyifliyim.. Çizgilerden adımlarımı uzaklaştırmadan yürüyorum yolun göbeğinden (aslında geceleri de severim bomboş caddeleri, ortasından boylu boyunca kat etmeyi)..... Sevgilimin özgürce, yanımda istediğini diyebildiği, yapabildiği ve sanki bir ıssız ada olan yolun ortasında öpüştüğümüzü düşündüm.. İstediğimiz tutkuyu yakalayabilecek çıplaklığımızı ve özgürlüğümüzü düşledim.. insanların, görüşlerinin üzerimize binmediği, keyifli o boşluğu düşledim... kendindenliği ve içtenliği....... O ada yı yaratabilir miydi ki!.. kalabalıkların içinde kaybolmuş insanlık......... birden.....pusların içinde bir kalabalık gördüm; o sevgiliyi düşlerken.. bir gürültü koptu sonrasında... bağrışmalar.. ellerinde kırmızı bayraklar.. boyunlarında fularlar.. bir eylem bir gösteri !.... düş bitmişti.. Caddeyi boşalttım kalabalıkların doldurması için..

Medeniyetin beşiğinde kadın olmak-2, Assos , 2008 ; © TOA

>>>>
Çoğunluğu, ön safları doldurmuş erkeklerin oluşturduğu, bir grup geliyordu “Kadınlar günü” nü kutlamak için.. Nereye ulaşmak istediklerini bilmeyenlere, istediğim kadına ulaşmak için; bırakarak ayrıldım o ada dan.. Haklarını erkeklerin aradığı, edilgen bir kadın toplumunun sorunlarının neden çözülemediğini ve belki de daha bir çok şeyi ben ilk kez o gün anladım..