Pazar, Aralık 24, 2006

Tek

>>>>Yazmak.. Bir tutku.. Hatıraları aktardığım notlar.. Geleceğe saygı ile.. Yazmak; dudaklarımın kelimeleri dizişinde kifayetsiz kaldığı, zamanında paylaşamadığım, aktaramadığım ama paylaşabilmek için, çılgınca o tüm kelimelerin kalbimden sökülüp atılması.. Bir rahatlamadır çoğu zaman; yazmak.. En azından benim için.. Yazmak korkutur bazen.. Kimselere gösteremedigim yumuşak dokumu kabuğumdan kurtulup sergilediğim anlardır yazmak.. Eğer tanıdığım birileri benim yazdıklarımı okuyorsa; yazabilmekse..... işte o anlarda en zorudur doğru dürüst yazabilmek... Eğer tanınıyor, biliniyorsanız; İçten olamadığınız o anlarda yazamam ben.. Kırılganlıklar ve hassasiyetler ürkütür beni.... Tanınmak; düşüncelerinizi dizginleyen bir seyis gibidir.. Sonunda her bir yazımı okuyan, beni bilen, sevgi ile yaklaştığın tüm o insanlar için bildik birileri olmakta, dürüstlüğüme darbeler vuruyor.... Yazdıklarımla kendi kendime gem vurmak, fikirlerimi kanatıyor.. Yaptıklarım yaşadıklarım, yazdıklarımdan aldığım keyif kayboluveriyor.... kaçırıyor beni daracık köşelere... Belki bu yüzden, şu an; kaçıyorum..... Uzaklardan bakarken her bir şeyimi verebileceğim kadar yoğun yaşadığım, birlikteliklerimden zevk aldığım herbir insanı.. Terkediyorum, yapayalnız köşemde.. Bu yüzden içinde boğulduğum hüzünlerime gömülüyorum canlı canlı.. Kendime saygımı kaybetmeden yoluma devam edebilmek için terkediyorum tüm sevdiklerimi... Artık yazdıklarımı kimselerin bilmediği ıssız bir adada gizleyeceğim.. hapsedecegim.... Tüm tanıdıklarımı hafızamda en güzel hatırladığım biçimleriyle saklayıp, yolculuğuma özlediğim mutlak dinleme anı gelinceye kadar tek başıma.........

Salı, Aralık 19, 2006

Hay Hay

>>>>Yazmaya vakit bulamıyorum.... Dışa döndü fikirlerim son günlerde.. Pek bir vakitsizim.. Pek bir ihtiyaç içindeyim.. Boşta kaldığım, tek başıma kendimi kendime adadığım zamanlarıma ihtiyacım..... Neler mi yapıyorum?.. Mesela artık TV seyrediyorum.. Haberlere bakıyorum.. Olup bitenleri, takıyorum kafama.. Pek bir meşgulüm; sormayın!.. İnsanların fikirlerine değil de biçimlerine takıyorum mesela.. Eski sevgililerimin saç modellerine yorumlar katıyorum-Hele bir beğenme!-........ Artık kendi düşlerime dalıp, dışında kalma niyetinde de değilim hayatın.. İnsanların içinde olupta en tepede olmakta istemiyorum!.. Ne yoracağım kafacağızımı o kadar.. Tam ortasında olacağım ben..... Her şeye en yakın olan o nokta da konumladım kendimi.. Göbeğinde, çakra'sında artık ne derlerse.. Evet kesinlikle bu bana uygun... Herkeslerden çok farklı da değil ya oynadığım rol; o yüzden farklılığıma da inanmıyorum artık.. Tekliflere açığım bu aralar... Açığım; haydi birlikte bir şeyler yapalım diyenlere..

Islahiye; Hatay,2006 © TOA

>>>>"Bu akşam Rakı-Balık yapacağız, gelir misin?" -"Hay hay! Balık bayat olmaz umarım" (ya bir sus Dreamer)-
Hatta tekliflerde türetiyorum birilerine;
"Haydi slayt gösterisine götüreyim sizleri..." diyorlar ki "Hay hay"
Hatta bazen aşırıya kaçıp yönlendiriyorum insanları, -tabi ayak uydurabilirlerse bana-..
"Efes Blues festivaline gidelim mi?.. Bakın çok övüyorlar..Akşama da bırakırım sizleri?" ?
- "Şey mey!... Yorgunuz Abi!"
-Bu arada müthiş keyifliydi... Konuyu dağıtmayalım-

Islahiye-2; Hatay,2006 © TOA

Güneşe çıkarıyorum gri kıyafetlerimi bazen.. İçindeyken bende ısınırım belki.. Tanrım, ben böyle günlerde nedense hiç kederlenemiyorum.. Tam tersine, her şeye gülüp geçebiliyorum.... Güneşli günlerde yapmak istediklerim ve ben.. dolup dolup taşan... Özgürlük ve yürek çırpıntısı...

Islahiye-3; Hatay,2006 © TOA

>>>>Birde hayatıma birilerini batıra batıra, daldırıp çıkartıyorum ki!.. Hayatımın sevgili misafirleri, düşlerimin ufacık birikintilerinde siz de boğulun istemiyorum.. İstemiyorum işte!.. Kurtulunca sevgililerden tiyatral bir gösteri sunuyorum izleyenlere.. Vodvil tadında takılıyorum birilerine bazen.. Sataşıyorum.. Bayılıyorum o gıcık anlarıma..

Islahiye-4 ; Hatay,2006 © TOA

>>>>Bakakaldığım birilerinin gözünden yansırken tatlı bir tebessüm, kanatlanıp göç ediyor kalbim.. Sesleniyorum; "ben gidiyorum dostlar".. "İşim var gelirim birazdan".. Ayağımı yerden kesen taşıtıma atlayıp, son sürat yük seks es müziğin eşliğinde, non-stop toy bir liseli edasıyla, trafiği alt üst edesim geliyor.. Endorfin yerini Adrenalin e bırakıveriyor işte o zaman.. Ufak bir tebessüm oluşuveriyor suratımda.. Küresel ısınma, Mevsimlerin şaşması vs. kafamı karıştırdı.. Belki; muayyen bir hal içindeyim.... Bilmiyorum.. Bu aralar; böyle günlerde nedense ben; her bir eyleme "Hay hay! ben de varım" diyi-veriyorum....

Pazartesi, Aralık 04, 2006

Yansımalar

>>>>Gözlerimi kapatıp derin bir soluk aldım.. Açılmak istemeyen gözlerimde dindiremediğim bir heyecan var.. Yavaşça damarlarından çekiliyorum içine.. hissediyorum.. diken diken bir ürperme üzerimde.. kuşatılmış, sevdalı bu kent yerli yerinde.. Güneşin kanatlarına değemediği periler, bazen sitem içinde..
>>>>Haftanın bitimi, koca kentin göbeği, uzatmalı bir sevdalı..... Istanbul'da..

Munzır Yaylası ; Hatay,2006 © TOA

>>>>Kocamış, buram buram özlem kokan sevdalıma, uzaklardan minik bir sürpriz yaptım bu hafta sonu.. Pek değişmemiş.. Istanbul a gelirken amacım elbette farklı idi.. Dönüşümde "artık bir zaman" kaldı elimde.. Tam da giderayak.. Yolum istiklal caddesine düştü.. bu ne tesadüf.. öyle mi dersiniz?.... İstavrit' te kitaplara baktım biraz.. Ust katında oturup gelip geçenleri gözlüyorum.. Nescafe mi de yudumluyorum bir yandan.. Çantamdaki kitabı okumak istemiyorum aslında.. Perilerin fısıldayışıyla hikayeler önümde sıraya dizilmişler.. Bazen; hikayelere dalıyorum bende işte.. bakınıyorum.. Düşünüyorum.. Yorum katmak istiyorum hayatlara.. gelip geçenlerin hareketlerine -pek sevdiğim- genellemelerle güzellemeler yapıp, içinde yaşadığım hayatı renklendirmek istiyorum.. Hele siyah-beyaz yaşayan insanların derinliklerine sözcükler ile dokunmak.. olanları, onları yorumlamak.. insanları hayalimizde yarattığımız sahnelerimizde canlandırmak.. iplerinden salındırdığımız kuklalara dönüştürmek.. Belki bir düş, bir kurmaca benim yaptıklarım....

Munzır Yaylası-2 ; Hatay, 2006 © TOA

>>>>Tanımadığım ancak bildiğim bir sone.. gizli bir ilişki.. Arsız bir beden.. aceleci bir çocuk.. bıyıklarına asılıp sallandığım bir ihtiyar.. bembeyaz, uzun yeleli bir midilli.. sırtında, sevdalı, güzel gözlü bir fotoğrafçı...... Bir kadın.. Sevgilisinin kollarında nasılda uçarcasına.. Sonra hemen bir çift göz üzerime dikilmekte.. -bakıldıklarını nereden anlarlar?-...... Akordeon çalanlara alkışlarla ritim tutmak.. kendini kaptırmak, unutmak.. bohem bir öğrenci olmak.. yukarılara bakınırken, çantasından çıkartmaya cesaret edemediği pek kıymetli Makinası için, nadide bir detay arayışında.. Onüne dikkat et arkadaş! bakınırken paranı çalacaklar.. "üç beş kuruşumun ne önemi var ki!" diyorsun değil mi? Keyfe keder yaşamak güzel.. haklısın!. İşte hayat.. Düşler içinde geçmişte sonu gelmez bir yolculuk..

Munzır Yaylası-3 ; Hatay, 2006 © TOA

>>>>Gözlerimi kapatıp dalmışken.. Damarlarımdan çekilirim içime... Diken diken bir ürperti.. belki ısınırım üzerimi örtsem.. Örtünsem yaşamdan yansımalarla..........