Cuma, Eylül 26, 2014

Karaköy VAPURU

>>>> Takındım çantamı, sırtıma.. gittikçe küçülüyor ihtiyaçlar.. sığdırılmış.. sıkıştırılmış, sadeleşme derdindeki çantama..

Karaköy vapuru -1, İstanbul-2014 (C)TOA


>>>> Karaköy vapuru kalkıyor sonunda, titreyerek.. Dışarısındayız.. Bağrımıza süzülüyor, sert ve serin rüzgarımız.. evet dışarıdayız o fırtınalı günde.. bilmeyi istemiyorsanız, yoksa cesaretiniz; doluşun içerilere.. tutsaklığınıza.. kapatıldığınız, kapattığınız o meskun mahele.... Az önce gülüşen gençler.. ti ye alamadılar bu sefer.. kaçıştılar..

Karaköy vapuru -2, İstanbul-2014 (C)TOA


>>>>Hazırım.. Hazırlıklıyım.. üşümüyorum.. Aklımda sevdiceğimin elcağızı.. sarılışı.. koynuma sokuluşu.. Beni; güvenilecek liman diye nitelendirişi.. Vapurumuz, içinde bulunduğumuz duruma inat , yavaş yavaş  süzülüyor seyirlik bir edayla.. kız kulesine nazır.. şiddetli rüzgardan olsa gerek.. bir o kadar yakınız kıyıya.. gri renkler ve tonları caydırmamış sevdalıları.. sevda yüklü gemiler açığa almış yüklerini.. Bir Seyr-ü Sefa seferidir İstanbul'da yaşamak.. bilinmez duyguları cesurca kovalayarak..

Karaköy vapuru -3, İstanbul-2014 (C)TOA

>>>>Ah! bu sevdalı insanlar.. bilinmez bir örgütün suskun yoldaşları gibidir.. birbirinden habersiz Yolcular.. aynı durağa gönüllü, rastgele bir güruhtur istemsiz..... göğün üstü.. ideallerin tepesinde.. Meyilli bu gezginler.. kanatlı hayalperestler yaşar.. kanatlanır vapurun her seferinde her bir yürek.. suskun, yapayalnızdır kimseler kalmayınca, karaköy vapuru.. sever o da belki; kalabalıkların içindeki ıssız bu yalnızlığı solumayı.. izlemeyi.. bakışır gözler.. uçuşur cümleler dimağının dehlizlerinde.. fısıltılı çığlıkların ovasında.. bir yankı can bulur dik bir yamacın zirvesinde.. duyulur belki usulca sorulan gereksizce sorulan sorunun cevabı.. -duyulmasa da olur ya!-.. cevaplar yoktur artık.. tıpkı hissedilemeyenlerin, hissedemeyenlerin eriyip gittiği gibi.. bu şehrin karmaşasında çözünür korkular, zamanla.. Yolcu Duyumsanmasa da vardır artık.. Bilmez ki çoğu yolcu; ASIL, korkulardır bizi, yırtık pırtık elbiselerimizle, sırtımızdan, mısır tarlalarımızın ortasına diken.. Kaçırtır korkak insanlar, her bir hayalperesti.. çünkü bir hayalperest bilir ki; yoktur düşlerin tengrisine yol olmaktan öte.. yoktur başka bir erk.. içinden geldiğince özgürce yaşamak olan sevdalılar; tek ve benzerdir.. Ne amaç ne de hedeftir Hayatı Hayat yapan.. Hayat en ince ayrıntısı ile duyumsayarak ve hayatın kendisi ile bütünleşerek hissedebileceğin bir OLUŞ a yol almaktır, korkusuzca...     

karaköy vapuru süzülüyor 
paragraflarımın arasında, 
 sus pus olmuş canım boğazım..
yutkunurdu suskunluğuma
yudum yudum içime  çektim seni.. 
Boğazın azgın suları çarparken
sevdayla yüklü yüreğime