Pazar, Ağustos 31, 2008

Halfeti

>>>>Arkadaşlarım gelmişti, Ankara dan.. haftasonu programı yaptık.. nereye gidiyoruz belli değil... düştük yollara sözüm ona, rehber benim.. altı üstü bir kez gitmişim öncesinde.. Halfetiye varıyoruz..

Halfetinin bir köyü; Gaziantep, 2008 ; © TOA

>>>>Yaşlı bir amca vardı öz’ü sözü bir.. soruşturdum vardığımda.. illa ki o kişi olacak.. Zar zor buldum.. "Ne kadar a amcacığım" diyorum usulca yaklaşarak.. “sen beni buldun ya lafımı olur” diyor daha da çok yanıma sokularak..

Kaptanımız; Gaziantep, 2008 ; © TOA

>>>>Yol boyunca, bildiğince anlatıyor tarihini bölgenin.. Baraj suyunun altında kalanı, hatıralarını.. O eski meyva bahçelerini.. Çocukluğunu.. Çocuklarının ayrılışını.. “Peki devlet iyi para vermedi mi size”.. “Oo! çok iyi paralar verdiler o zaman ki değerinin kat ve kat fazlasını verdi devlet bize”.. İlginç!?.... “trilyonlar alan oldu evladım”.. “-ee peki sonra”... “harcadılar.. biri , trilyonlar verdiler ona.. şu sürat motorlarından almıştı.. kaza geçirdi, sakat kaldı.. haydan gelen para, boş yere savurdular.. Kimsenin elinde doğru dürüst bir geliri kalmadı.. bize de tekne ile turist gelecek siz bunu organize edin dediler.. İşte görüyorsun tekneleri olanlar var, bekliyorlar.... ara sıra birileri geliyor işte!.. Rum kalesinde Yehova şahitlerinin Incillerden birini bir araya getirdikleri öne sürülüyor.. O zaman burası hac bölgesi olacakmış.. Umarım kazılardan o sonuç çıkar.. şimdi o haberi bekliyoruz..”... Durgun ve düşünceli idi kaptanımız.. fazla eskileri anlattırmak istemedim.. Konu zaten kendince sona erdi.. Göç e oğul veren terk edilen bir yer olmaya mahkumdu belki de Halfeti..

Rum Kalesinin surlarından Fırat; Gaziantep, 2008 ; © TOA

>>>>Barajın serin suları ve boğucu sıcak.. Teknemizi, Rum kale nin surlarına yerleştirilmiş o eğreti iskeleye bağlayıp, tırmanmaya başlıyoruz.. 8 kapı dan geçerek girilen o kale; sular yükselince bir yarım ada olmuş.. Bakımsız ve dökülmüş..

Kaleye tırmanırken; Gaziantep, 2008 ; © TOA

>>>>Kapıda kalenin işgal tarihi yazıyor.. Yok olmaya terk edilip vandallar tarafından adeta değersiz yığıntılar haline dönüştürülen tarihe canlı tanıklık yapıyoruz.. Dün yağmalanan, talan edilen yerler, Kaderin bir cilvesi mi desem, bugün için umut olmuş.. Ve çözüm olarak sahipleniliyor bölge insanları tarafından.. Öğrenme biçimlerimiz ve uygulamalarımız, hala çıkarlarımızla paralel maalesef.. Belki o zaman ancak sahiplenebiliyor, bizim diyebiliyoruz....

Teknenin Sultanları; Gaziantep, 2008 ; © TOA

>>>>Kaleden indikten sonra dönüş yolunda Pancar motorlu takamızın burnunda elimi suya daldırıyorum.. Dışarıda muazzam bir sıcak.. Birecik barajının suyu.. O kadar soğuk ve masmavi... Dayanamıyorum.. Teknede arkadaşlarım, mayo mu araba da unutmuşum... Çıkarıp üstümü başımı.. Atlıyorum suya.. nasıl güzel bir duygu anlatamam.. Kemiklerime kadar irkiliyorum.. O sıcakta, serin sularda, dalıp çıkıyorum Fırat derinlerine.. Keyifliyim sevişir gibi.. Özgürlük; bu kadar doğal bir yerde içinden geldiğince yaşayabilmek.. Özgür olduğunu hissetmekse inanılmaz güzel bir duygu.. aslında çırılçıplak olmak isterdim ya!?.. Belki başka gün.....

Rum Kalesinde; Gaziantep, 2008 ; © TOA

>>>>Bu eylül de yine Halfeti de her yıl ki fotoğraf günleri düzenlenecek.. Matları ve uyku tulumları ile Türkiye nin dört bir yanından fotoğrafçılar gelecek.. umuyorum.. Yolu buralara düşen herkese Halfeti yi görmelerini tavsiye ediyorum..