Cumartesi, Haziran 05, 2010

Radikal Yolculuk

>>>>Yoğun bir hafta idi.. Akşam saati.. Eflatun bir şala dolamış boynunu masmavi gökyüzü.. Gerçeklerden uzaklaşmak.. istemezdi yazmamı bu şekilde eski bir sevgili ya!...... ne kadar istemese de gerçek dışı bir yazı yazmamı eski sevgilim.. şimdi o da gerçek dışı ve geçmişe dair..

>>>>Açılmak istedim yine.. eski günler eskidendi.. karanlığa gömülürken biten gün.. umutlar kapalı kapıların ardına saklanır, sabahı bekler gibi.... Ürkerek sürgülü kapının deliğinden bakanlar.. bekleyenler..

Kavaklık Parkı Gaziantep, 2010 ; © TOA

O gün;

>>>>Ailecek doluşmuşuz arabaya.. Aile saadeti, sukünet.. Sessizlik.. Durağan ve yavaşlatılmış o birlikteliğin bünyemde yarattığı, içine sığmazlık.. Pedala dayanmak isterdim ama..... köküne kadar...... --Kökünden sökmeden bir sarmaşığı, dolanır ya istemediğin her bir yere.. boğazına dolanır gibi..-- Sessiz idik, gece hakimiyet kurarken optimist o edaya.. yavaş yavaş seyrediyoruz işte!.. karamsar da değilim.. hatta nasılda atılganım.. içimde bir fırtına.. bu durumu değiştirmek.. değişimi başlatmak.. isterdim.. en başından, en başında benden... gözümün görebildiği virajlara dalıyorum hızla.. kulağıma uzanan.. bilincimi sıyırttırıp geçen.. uçuşan sözcüklerden kaçarcasına.. her bir küçümseme aslında bir yarayı kanırttırmak içindir bedeninde.. öldürmez ama yaralarsın, vicdanına su serperek.. her bir küçümseme, kendi benliğinden bir geçmişi çıkarır tavan arasındaki küflü sandıktan.. komplekslerimiz.. sözcükler bazen nasılda tarumar eder, aşağılar.. sözcükler şiddetle çalınıyor kulağıma.. hedefine kilitlenmiş bir bomba gibi yıkıcı.. sözcükler düştüğü yerin ardını, yeniden yapılanmasını düşünmeden.. atılıyor ortaya karışık fütursuzca.. sözcükler; bir “beni” yok ederek, bir başka “ben” i oldurmaya yönelik.. neden mi?.. farklılığa karşı geçmişten geleni devam ettirmek istercesine belki..

Kavaklık Parkı Gaziantep, 2010; © TOA

>>>>Güliver sahilde uzanarak uykuya dalmış cüceler ülkesinde..her şeye gücü var.. uzanmış sahile, düşlüyor işte.. ardından iplerle çekiştiriyorlar.. ayaklarını bağlamışlar.. uyarıyorlar devler ülkesinde kendini nasılda çaresiz minicik hissedeceğini söyleyerek.. Cücenin gözünden bir devden rahatsızlığın nasıl olduğunu belirterek.. “gitme” demenin samimiyetsizliği ile.. Halat halat korkuları salıyorlar onun üzerine.. O düşlerken.. kendi limanlarına demirlemek için o heyecanı.. Devler ülkesinde bir cüce ya da cüceler ülkesinde bir dev olmak kim bilebilir yaşamadan.. Belki de ne gerek var!.. kendi gerçeğini yaşayabilecek kadar cesursan..

Kavaklık Parkı Gaziantep, 2010; © TOA

>>>>Sessizdik... Yalnızca; hız kontrolünü bir polis edasıyla yapan babamın kontrolünde yol alıyorduk hala.. Yavaş yavaş...

“Uzunlarını yakma karşından gelenlere”

uzunları yakmamalıyız, evet!.. Uzakları görebilmek, mesafeleri kısaltır çünkü.. Çünkü alternatif güzergahı olmayanlar için yol bitmemelidir.. Evet!. yollar elbette çukurlarla doludur.. Kısaları yakarsan, yavaşlamalısın çukura sokmamak için arabanı.. Ya da uzunları yakarsın sana karşı olanlara inat!.. Aslında aracımızı geceleri daha çok çukurlara daldırmamızın nedeni de bir görme kusuru değil midir?.. (Soyut konulara dalma diyen ah o eskiler!..) Yolları bir kaçış hevesi ya da bir araç(enstrüman) olarak görenler.. Hayatında aslında doğum ile ölüm arasında alınan bir yol olduğunu kabul etmek istemezler.. Bir sonu kabul edemez çoğu insan.. yol hep devam etmelidir ya!.. fasit bir çemberin için dolansa da.. diriliş efsanaleri ve sonrası hep vardır.. Çünkü; umutları yeşertir gidebilmek, yapabilmek.. Peki ya gidemeyenler.. Kontrolü başkasına verip, sonra uzaktan eleştirenler.. Yolu bitirmek istemez bazıları, çünkü varmak yüzleşmektir.. Başarı da olayın sonuna geldiğimizi bize unutturan bir morfin gibidir ya!.... Eğer yeni yollar hep varsa hayatında başarıların o kadar önemi de olmayacaktır belki... Bazıları hızla, koşturarak gider ölüme.. köklercesine hayatı.. bazıları ise ne kadar yavaş giderse o kadar çok içinde yaşadım sanır hayatın..

>>>>Arabaya doluşmuşuz Ailecek.. Köküne kadar abanıp hayatın pedalına, radikal değişimlere gebe kalmak isterdim ya!... Nafile..